6 Nisan 2018 Cuma

Cioran'ın Demiurgos adlı kitabından Türkçe çeviriler



Cioran, bu kitabı 1969 yılında yayımlamış. Kitap, "Le mauvais démiurge" adıyla çıkmış. İngilizce'ye ise Richard Howard tarafından "The New Gods" adı verilerek tercüme edilmiş. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, şu an ismini hatırlayamadığım ülkenin birinde geçmiş yıllarda bu kitap yasaklanmıştı sanırım. Hatta bu Démiurge kitabının yasaklanması üzerine Cioran bir mektubunda kardeşine, "Yazık, engizisyon henüz daha ölmemiş." diye yazmıştı. Yanlış hatırlıyor olabilirim, ama büyük olasılıkla o, bu kitaptı. Çünkü, kitabın ilk bölümleri Hristiyanlık eleştirisine ayrılmış. Bu bölümler yüzünden yasaklanmış olabilir diye tahmin ediyorum. Kitaptan ilgimi çeken bölümleri Türkçe'ye aktarmaya çalıştım. Daha çok son sayfalardan çeviri yaptım; kitabın son kısımları daha çok hoşuma gitti doğrusu. Şimdi lafı daha fazla uzatmadan, sizi çeviriyle baş başa bırakıyorum.

1
Tanrı'yı düşünmek, ama dini aklından geçirmemek; vecdi düşünmek, ama mistisizmi hesaba katmamak. İnanç teorisyeni ile inanan arasında en az psikiyatrist ile psikozlu arasındaki kadar uçurum vardır.
2
Hastalık, arzularımızı tatlandırır, onları yoğunlaştırır ve sefaletimizi toparlar.
3
İntihar saplantısı, ne yaşayabilen ne ölebilen ve bu çifte imkânsızlıktan bir türlü sapamayan karakterlere özgüdür.

4
Şu dokunmakta olduğum kemiğin adı nedir? Benimle ne ortak yanı olabilir? Tüm operasyona sil baştan başlamalıyım; vücudumun herhangi bir parçası ile başlayıp, ve hiçbir şeyin bana ait olmadığı ana kadar devam etmeliyim.
5
Şöhret istemek, unutulmuş olmak yerine aşağılanmış bir ölümü yeğlemektir.
6
İhtiraslı bir adam ancak sahip olduğu tüm acı rezervlerini tükettiği zaman, kendisini bir bilinmezliğe terk eder.
7
Sabah kalkar kalkmaz ilk görev: kendine bakıp utançtan kızarmak.
8
Var olmanın, var olmamaya kıyasla daha iyi olduğunu kanıtlayan hiçbir şey yok.
9
Tüm heveslerimi bastırmayı başardım; ama onlar hâlâ varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar, rezervlerim olarak, sömürülmemiş kaynaklarım olarak, ve belki de uzak yarınlarım olarak.
10
Her zayıflık ve başarısızlık şekli, metafizik düzlemde olumlu bir karakter içerir.
11
Kendimizden daha beter durumda olan biriyle bir gün karşılaşma umudumuz olmasaydı, insanlarla ilgilenmezdik.
12
Boş beleş, tutarsız, ve her alanda bir amatör olmak; doğmuş olmanın sadece dezavantajlı yönünü tamamen tanıyor olacağım.
13
Belleğin tek işlevi, pişmanlık duymamıza yardım etmektir.
14
"Devasız" sözcüğü sadece tek bir rahatsızlığı, hastalıkların en amansız olanını onurlandırmak için kullanılmalı: arzu.
15
En çok ilgiyle okuduğum kitaplar, mistisizm ve diyet ile alakalı olanlardı. Bu ikisi arasında bir ilişki olması mümkün müdür? Muhakkak ki var. Mistisizm en az bir diyetin önerebileceği kadar kendi kendine hakim olmayı, daha doğrusu kusursuz bir perhizi içerir.
16
Ölüm, varoluşun aromasıdır. Yalnızca ölüm, anlara lezzet katar; sadece ölüm, onların vasatlığıyla mücadele eder. Neredeyse her şeyi ölüme borçluyuz. Şimdi kabul ettiğimiz ve sonra ödemeye razı olduğumuz bu borç, yeryüzüne dair en rahatlatıcı şeydir.
17
Kıskanç bir adam hiçbir şeyinizi bağışlamaz; utanç verici şeyleri bile kıskanır, hatta yüz karası diye adlandırılan durumlara bile imrenir.
18
Cenaze törenlerindeki hüznümün sıradanlığı. Ölüler için üzülmek olanaksız; öte yandan, her doğum dehşete düşürür beni. İnsanların bir çılgın gibi bir çocuk getirebilmeleri ve bu potansiyel felaketi keyifle sergileyebiliyor olmaları akılalmaz bir şeydir.
19
Bazı gecelerden sonra, isimlerimizi de değiştirmeliyiz; çünkü artık aynı adam değiliz.
20
Almanya'nın dramı, bir Montaigne çıkaramamış olmasıdır. Fransa'nın, bir septik ile başlıyor olması ne şanstır!
21
Her varoluş, kırık bir ilahidir.
22
Başkalarının başarılarını kıskandığın sürece, hatta bir tanrınınki bile olsa, sen de tıpkı diğer herkes gibi aşağılık bir kölesindir.
23
Bilgelik, yaralarımızı örter: bize, kanayan yaralarımızı nasıl saklayabileceğimizi öğretir.
24
Bir yanda konuşmak ve öte yanda sessizlik. İnsan, konuşan bir delinin yanındayken ağzını hiç açamayan biriyle olduğundan daha güvende hissediyor.
25
Zevklerimizin veyahut kederlerimizin bir hiç olduğunu, bütün bunların tümüyle anlamsız ve yararsız olduğunu sürekli hatırlamalıyız. Aslında, her gün kendi kendime tam da bunu hatırlatıyorum. Ancak yine de, zevklerim ve kederlerim içinde yuvarlanıp gitmeye devam ediyorum.
Türkçe'ye çevirirken esas aldığım edisyon: The New Gods, Emil M. Cioran, Richard Howard (Translator), University of Chicago Press
Mehmet Gündoğdu
mehmetgundogdu@outlook.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder